Evrim Çetinkaya Kişisel Blog
Rastgele Yazılar
Yaşlanma kaçınılmaz bir döngü; doğal görünüşümüzü muhafaza ederek yaş almak tabii ki emek isteyen bir iş. Hem etkili olan, hem de yapay görünmeyen uygulamaları seçip değerlendirirken kafamız oldukça karışabiliyor; ama bu konunun bazı püf noktaları var Hangi yaşta işlemlere başlamak lazım, hangi işlemi öncelikli yaptırmak lazım derken sizlere fazlaca karmaşık olmadan detayları aktarmak istedik.
Öncelikle anti-aging işlemlerine erken dönemde başlamak daha sağlıklı ve güzel yaş almayı sağlıyor. Yirmili yaşların sonlarından itibaren herkese uygulanabiliyor. Gecikmiş olarak uygulanan anti-aging işlemlerinde ise sonuç alma süreci uzuyor. Gerçek şu ki, yüz gençleştirme işlemleri tüm dünyada büyük bir hızla artmakta. Bu bağlamda, önemli olan doktorunuzun bugünkü durumunuzu ve ihtiyacınız olan işlemleri belirleyerek yapacağı size özel planlamadır. Malum herkesin yaradılışsal olarak cilt yapısı ve çevresel etmenlere verdiği cevaplar farklıdır. Kırışıklık, leke, genetik faktörler, yaşam alışkanlıklarınız gibi birçok etken değerlendirmeyi etkiler. İsteklere ve ihtiyaçlara göre beraberce şekillendirilmiş; doğru ve dozunda uygulamalar ile güzel yaşlanmak mümkün ve sandığınız kadar zor değil.
Bu işlemlerin başında ilk akla geleni ve en sık uygulananı olan botosktan başlayalım: suni bulduğumuz her ifadenin sorumlusu mu yoksa dozunda uygulandığında güzellik dünyasının en mükemmel buluşu mu iyi değerlendirmek lazım. Tabii zavallı botoksun adı çıkmış. Aşırı bulduğumuz bütün işlemlere, yanaklara, dudaklara botoks diyoruz. Halbuki, botoks şişme yapmayan, doğru uygulandığında ifadeyi bozması söz konusu olmayan, hatta yüzümüzün ifade bozukluğunu düzenleyen ve yan etki açısından en masum tedavidir; yeter ki uygun ellerde yapılsın. Bunun yanı sıra çökme ve çatlak alanlarına yapılacak dolgular, cilt matlığınızın, ince çizgilerin, yara izlerinin giderilmesi için yapılacak PRP ve gençlik aşısı işlemleri, cildinizde hızlıca sıkılaşma ve parlama için kullanılacak somon DNA, mezoterapi uygulamaları, çatlak ve lekelere özel kombinasyon tedavileri; yine tüm yüzde ve hatta vücutta uygulanan cihazlı ameliyatsız germe, sıkılaştırma cihazları en büyük yardımcılarımız. Bu konudaki en önemli püf noktası, tedavi gerektirir hake gelmeden yaptıracağımız düzenli bakımlar. Unutmayalım; Cildiniz sizin en büyük organınız ve sizi dış etmenlerden korumak için oldukça büyük bir çaba sarf ediyor. Sizin de onun bakımlarını ihmal etmemeniz ve cildinizi tabir yerindeyse şımartmanız sizin yararınıza olacaktır. Ölü deriyi atmak, yağ ve nem dengesini temin etmek için düzenli cilt bakımları ve peeling, maske uygulamalarından uzun vadede çok kazançlı çıkacaksınız.
Uygulamalar yapılırken önemli faktörlerden biri de mevsim. Cildimizin yaz ve kış bakım ihtiyaçları farklıdır; dolayısıyla her mevsim öncesi cildimizi farklı bakımlarla hazırlamamız gerekiyor. Derin temizlik ve nem dengesi gibi cildin her mevsimde olan ihtiyaçlarının yanı sıra örneğin şu aralar yazın azmış olan lekelerimiz ve ışığa hassas tedavilerin daha kolay uygulanabilmesi açısından yara, iz tedavileri için en uygun mevsimdeyiz. Lekeler için tek bir tedaviye ya da işleme en iyidir dememiz mümkün değil çünkü başarıyı etkileyen en önemli faktör cildin ve lekenin iyi analiz edilmesi. Leke tedavilerinde kremlerin ve serumların kullanıldığı özel bakımlar ile cilt altı enjeksiyonlarının uygulandığı doktor uygulamaları kombinasyonları en güzel sonuçları vermektedir. Süreç yaklaşık 2 ay sürer. Hepsi birbiriyle uyumlu içerikli serumlar ve tabii ki mutlaka güneş koruyucu ile desteklenmesi gereken bir süreçtir. Kış aylarında gençlik aşısı, vitamin enjeksiyonları cilde kaybettiği sıkılığı, nemi ve kollajeni geri kazandırıyor.
Güneş ışınlarına maruziyetimizin azaldığı kış ayları bildiğiniz üzere lazer epilasyona başlamak de ideal aylar; bronzlaşmadan kaçınma derdi olmadığı için tüm seanslarımızı rahatlıkla planlayabiliyoruz. İncelme ve sıkılaştırıcı tedaviler en sık yaza yaklaştığımız dönemde aklımıza geliyor; ama dikkat edin vücudumuz soğuğa karşı önlem olarak bu mevsimde daha fazla yağ depolamakta; tedbiri önden almakta fayda var. Bol su içelim, sporu ihmal etmeyelim ve fazlalıklar birikmeye başladığında cihazlı tedaviler için görüş almayı unutmayalım. Özellikle Eximia ve Exilis ile selülit ve yağ yakma tedavilerinde oldukça etkili sonuçlar görmekteyiz. Diyetisyenimizle birlikte uyguladığımız kombinasyon tedavilerinden çok olumlu geri dönüşler almak bizi mutlu ediyor.
Kışın belki de en faydalı uygulaması olan ozon saunayı mutlaka bir kenara not edin. Bağışıklık sistemimizi kuvvetlendirip bizi enfeksiyonlara daha dirençli hale getiren deri yoluyla ozon verme yöntemi, yorgunluk atıcı, toksinlerden arındırıcı, dolaşım sistemini düzenleyici, cildi sıkılaştırıcı, ağrı azaltıcı özelliklerinin yanı sıra performanslı kilo vermeye de yardımcı olmaktadır.
Kış aylarında güzellik ve sağlığınız için yapılabilecek uygulama çeşidi oldukça fazla. Tüm tedavilerde olduğu gibi elde edilecek sonuçlar kişinin motivasyonu ile de yakından ilgili ve sonuçlar kurulan sempati ve ilgi ile daha başarılı olmakta. İçimizdeki enerjiyi beraberce yükselteceğimiz mutlu bir kış dileğimizle…
